Türk Milleti olarak şanlı bir geçmişe sahip bizler, geçmişimizle övünürken atalarımıza layık olmak adına neler yapmalıyız? sorusuna cevap olabilecek stratejiler geliştirebiliyormuyuz? Yoksa hep onların mirasıylamı övünüp duracağız?
Son yıllarda ülkemiz devasa projelere imza atıyor..Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, Orhan Gazi Tüneli..vb gibi. Bu büyük projeler ile ulaşım konusunu çözmeye çalışıyoruz. Bir vefa örneği olarak da bu yerleri bizlere kazandıran ecdadımızın adlarını koyuyoruz. Bunlar çok önemli ve çok değerli. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Diğer taraftan ise kendi milli teknolojimizi oluşturmaya çalışıyoruz. Milli gemi, Milli Uçak, yerli araba gibi. Savunma sanayiide yerli katkıyı artıran projelerin sayısı artmakta.Türkiye adına eklediği “yeni” kelimesiyle artık ‘bende varım’ demek istiyor. Refah toplumu oluşturmanın iki önemli ögesi olarak, ürettiği yüksek teknolojiyi ekonomik faydaya dönüştürmek ve kritik teknolojileri bünyesinde tutmayı görmektedir. Buraya kadar herşey tamam. Ya bundan sonrası?
Türkiye önemli bir eşikte bulunmaktadır. Şimdiye kadar yaptığı projeler tabiri diğerle bir emekleme ve ayağa kalkma mücadelesiydi. Bunu başardı. İş bundan sonra başlıyor. Yürümeyi öğrendikten sonra. Yani, dünya devletleri maratonda yerini almış koşar haldeler. Bizde bu maratona girip hızlı depar atmayı becermeliyiz. Yoksa ‘bende varım’ tamlaması sözde kalmamalı. Bundan sonraki projelerimiz bütün dünyayı kapsayacak büyüklükte olmalı ..Mesela yerli otomobil mi yapacağız..Yapılmışa değil, yapılmamışa talip olmalıyız. Geleceğin teknolojisini içinde barındıracak, gelecekte bu oyunun oyuncuları olacaklarla yarışa girmeliyiz...Bunlar Apple mı? Tesla mı? Mercedes mi?..her kimse...
Tohumu verimli toprağa atmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘teknolojiden başka verimli alan bulamayız’. ..
Bunun için, gurur yapmadan her akıllı ve değerli insanı dinleyip fikrini önemsemek gerekir. Geleceğin dünyasının en güzel caddesine dükkanı açmanın yolu bu..yatırımı nereye yapmalıyız? Karamürsele mi? Dere köye mi? Yoksa ‘kablosuz haberleşme teknolojilerine mi? Kararı vermek sorumluluk gerektirir. Çünkü bizim kararlarımız çocuklarımızın geleceği demek..
Gelin çocuklarımız için daha çok çalışalım...