yakintakipgazetesi @ gmail.com

 

Biz biliyoruz ki "duyma/işitme" fiziksel bir süreçtir ve istek dışı olabilir. Ancak "dinleme" zihinsel bir süreçtir ve amaçlı bir davranıştır. Dinler gibi yaparken; -Karşımızdakine ne cevap vereceğimizi düşünüyoruz.

-Sözlerin anlamı yerine akıllarını okumaya çalışıyoruz.

-Olumlu, olumsuz yargılayıp kendi önyargılarımızla dinliyoruz.

-Bazen karşımızdakini küçümseyip, hep haklı olduğumuzu düşünüyoruz.

-Bazen dalıp gidiyoruz.

 -Başını sonunu kaçırdığımız cümlelerden kulağımıza çalınan birkaç kelimeye takılıp yanlış anlamlar çıkarıyoruz.

Bütün bunlardan sonra anlaşamıyor ve bazende biraz daha ileri gidip kavga ediyoruz.

Bunların hepsi iletişimin önündeki engellerdir.

 O halde ne yapmalıyız? Çözüm basit iletişim engellerini ortadan kaldırıp dinler gibi yapmayıp DİNLEMELİYİZ.

 Nasıl mı?

 -Dünyanın en önemli kişisi bana dünyanın en önemli konusunu anlatıyor hissiyle dinlemeliyiz.

-Dinlerken karşımızdaki insanı "merak etmeliyiz". Bu şekilde kendimizi motive etmeliyiz.

-Karşımızdakinin duygularını da dinlemeliyiz.

-"Ne söylendiğini" dinlemeliyiz ama "nasıl söylendiğini" de dinlemeliyiz. Ayrıca “ne söylenmediğine” de dikkat etmeliyiz.

-Vücut dilimizle de dinlemeliyiz.

 

Ne o!  Zor mu?

Boşuna "Dinleyen, söyleyenden Arif gerek diye" söylememişler. Gelin zora talip olalım. Karşımızdaki kişiye önem verdiğimizi gösterelim, dinleyelim. Kişilerarası iletişimde birçok problemin ortadan kalktığını göreceksiniz.

Kalın sağlıcakla....