yakintakipgazetesi @ gmail.com

Selamün aleyküm diyerek selam verir gelen .

Aleyküm Selam diyerek  alınır selam  verenden.

  

Bu ilk buluşmamız ve bu gün sizlerle gönül hanemizde ki  ilk pencereyi açıyoruz.

Açalım  açalım ki ruhumuz ışık alsın.

Bundan böyle yani selamız okunmadığı müddetçe her hafta bir pencere açacağız gönül hanemize. Her hafta farklı bir manzara çıkacak karşımıza ve sizlerle o manzarayı konuşacağız.

Hep söylerim anlatmak ne haddimize konuşacağız dertleşeceğiz hayata dair kaybettiklerimizi kazandıklarımızı.

Ama korkmayın sıkmayacağım sizi.

Aralarda soluklanmak için molalar vereceğiz.

Her zamanki gibi yine kimseyi rencide etmemeye kırmamaya çalışacağız zan altında bırakmadan üzmeden kendimizi konuşacağız.

Bir birimizle konuşurken yine dertleşeceğiz sağdan soldan oradan buradan.

Geçmişten örnekler, geleceğe dair dilek ve temennilerle yol alacağız.

  Bir birimizi tanıyacağız zamanla.

Neden? yazmayı seçtiğimi sorarsanız kendi kendime konuştuğumuz zaman deli diyorlar kağıda döktüğümüz de ise  yazar işte bu yüzden yazmayı seçtim.

 Henüz ilk penceremizi açmışken üzücü bir manzarayla karşılaştık. Evet bir çoğumuzun acısını çok yakından tecrübe ettiğimiz Marmara depreminin ardından yaşanan başta en çok etkilenen Elazığ ve Malatya olmak üzere yurdumuzun bir çok yerinde hissedilen depremden bahsediyorum.

          Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah tan rahmet yakınları na  sabırlar yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum.

          Rabbimden niyazımız bir daha böyle acıların yaşanmamasıdır.

          Evet yine deprem ve yine konunun uzmanı olan bir çok kişinin o önemli tespiti söylenmeye başlandı Nedir? O çok önemli tespit ‘’Deprem değil bina öldürür’’Doğrumu dur?  Doğrudur.

 

         Hadi buyurun bizde farklı bir pencereden bakalım

Bir  çoğumuzun yaşadığı  lakin yine bir çok insanın kendine dahi itiraf etmekten çekin diği  farkında olduğu yada olmadığı  bir gerçek var ki..

     Bizler bazı şeyleri canımızdan bile çok seviyoruz.

 

Sağlamlıktan çok estetiği çok seviyoruz mesela, Vay be adam ne bina yaptı yaav demelerini çok seviyoruz, İdare etsin yeter demeyi çok seviyoruz ,Boş ver bir şey olmaz demeyi çok seviyoruz Bazen de amaann boş ver ne olursa olsun demeyi seviyoruz   haa bide olmaz sa olmaz Şimdilik ucuz uygun bir  şey olsun sonra bakarız demeyi çok seviyoruz.

  Şimdi tüm bu kendimize dahi itiraf edemediğimiz,yüzleşmekten kaçındığımız gerçeklere baktığımızda bu üzücü olayların yaşanmasında acaba bizim kendi verdiğimiz kararların da  bir payı olabilir mi diye bir sormak lazım diye düşünüyorum?

 

      Uzun lafın kısası acı hepimizin acısı çığlık hepimizin çığlığı lakin en çokta ateş düştüğü yeri yakar buda inkar edilemez bir gerçek.

 

      Türkiye gibi adeta dört bir yanı küçüklü büyüklü aktif yada uykuda fay hatlarıyla çevrili bir ülke bireylerinin  çok daha bilinçli çok daha tedbirli ve çok daha hazırlıklı olması gerektiği bir gerçek kısacası sadece deprem çantası hazırlamakla önlem almış sayılmıyoruz.

Mesele Allah muhafaza Enkaz altında kalmamak konusunda çalışma yapabilmek

    Bu gün Acilen sorunların giderilmesi eksiklerin tamamlanması gerekli iyileştirilmelerin uygulanması noktasındaki çalışmaların  gerçek anlamda başlatılması ertelenemeyecek bir eylemdir.

 

Rabbimin Ümmeti Muhammedi tüm Afetlerden muhafaza buyursun (Amin)

 

Selamız okunmazsa Buluşmak üzere Kalın sağlıcakla