Aslında dün akşam oturmuştum bilgisayarın başına makalemizi yazmak üzere.
Konu farklıydı birazda uzundu tam bu günkü yazımız biraz uzun olacak dedim taakk elektrikler gitti
Sonra dedimki kendi kendime hey gidi gafil İsmail bırak uzun yazmayı başlayamadın bile hani uzun olacaktı.
Bu ayrıntıyı yazmadan yazımıza başlamak istemedim açıkçası
Hadi buyurun
Bildiğiniz bir kıssayı yazmayacağım. Hemen dönücez bu güne
Resülullah efendimizin doğmasına 52 gün var yemen valisi ebrehe kabeyi yıkmaya geliyor ebrehenin çadırına gelen Abdülmuttalib ebrehenin askerlerinin gaspettiği develerini istiyor.
Özetle ben develerin sahibiyim Kabenin de bir sahibi ve bir koruyucusu var. elbette onu koruyacaktır diyor.
Ebrehe hiddetle onu bana karşı kimse koruyamaz desede Abdülmuttalib altta kalmayarak veriyor cevabı
Orası beni ilgilendirmez işte sen ve işte O
Şimdi açalım penceremizi
Abdülmuttalib inanmış , tabiri caisse sen bizi güçsüz görerek Kabeyi yıkmaya cüret ediyorsun hiç karışmam çek cezanı diyor.Abdülmuttalibin zerre şüpesi yok
Tereddütü yok tam teslim.Kabenin sahibi Kabeyi korur.
Peki ya bizler ?
Haşa Avrupa daha güçlü İsrailin silahları daha güçlü,Amerika daha güçlü vs…
Asıl silahı kuşanmayı unutuyoruz yada tam oturmuyor üstümüze yada ona benzer bir şey tam tabirini bulamıyorum açıkçası.
Cenge kalkıyoruz lakin kılıç var kalkan yok,tüfek var mermi yok
Zırh yok miğfer yok. Allahın tüm kainatta yarattığı o en büyük gücü O imanı olgunlaştırmayı başardığımız an tüm İslam toprakları huzura kavuşacak ve Allah bizlerin yanında düşmana karşı El Kahhar adıyla tecelli edecektir.
Kısacası biz asıl gücü arkamıza almayı başardığımızda zaferi kazanacağız. Biiznillah İman gücüyle Allahın kudretiyle.
Bir ümidim varki Fillerin karşısında kuşları galip kılan Allah var
Selamız okunmazsa görüşmek üzere
Kalın sağlıcakla