yakintakipgazetesi @ gmail.com

Bize büyük olaylar karşısında tavsiye edilen ne olmuştu önce ona bakalım;


Konuşmak yerine susmanın, bağırmak yerine sessiz kalmanın, sormak yerine dinlemenin, araştırmak yerine düşünmenin, koşturmak yerine yürümenin, yürümek yerine oturmanın, oturmak yerine yatmanın, bilmeme, görmeme ve duymamanın en kıymetli meziyetler olduğu söylendi tembihlendi vs vs vs.


Şimdi artık zamanın durup dinleme değil aksiyon alma zamanı olduğunu düşünüyorum. Tarafsız olmanın aman duralım kimse incinmesin demenin vakti değil. İncinen incinmeli, kırılan kırılmalı ama bunu yaparken fiziken değil kalemen yapmalıyız.


Evet isyanım var. Her altı ayda bir ara ara dönem dönem böyle çıkışların yapılmasını doğru bulmuyorum. Bizlere yol vermesi fener olması yolumuzu aydınlatması gereken insanların bize bizlere sürekli bir meşgale bir sorun bir engel çıkarması veya bunun haberlere malzeme olmasını sağlayacak durumlara düşmesini sağlaması hoş değildir.


Bizim onların fikirlerinden tecrübelerinden istifade etmek için faydalanmamız gerekirken beraber Milli Görüşün nasıl ileri gitmesi için neler yapabiliriz bunu planlamasını yapmak derdimize beraber omuz vermek gerekirken ayet ve hadislerle bir davaya ayar vermeye çalışmak kendisine yakışmamıştır.


Şimdi bütün haber sitelerinde Genel Başkanımıza ithafen küçültücü atılan başlıkların vebali kimin üzerine olacaktır. Sürekli haktan hukuktan davadan kul hakkından bahseden YİK Başkanımız Oğuzhan Asiltürk bey bu vebalden nasıl kurtulacak. Ben ne GİK üyesiyim ne Genel Merkez görevlisi öyle sıradan bir il yönetim kurulu üyesiyim. Ama bu şekilde bir açıklamayı inanın bizim en küçük birimimizde olan birisi bile bu şekilde sosyal medyayı bırakın bir kahvehane de bile bu şekilde bir açıklama yapmaz. Çünkü kardeşini rencide etmek istemez.


Ama görüyoruz ki amaç yol göstermek değil ortalığı alevlendirmek. Keşke bu açıklamalar sosyal medya üstünden değil de partinin kurulları içerisinde olsaydı da böyle çarşaf çarşaf kırk yılı aşkın bir hareket ağızlara sakız malzemesi olmasaydı.


Artık YİK vasfını yitirmiştir. Bize yol göstermeyen bir oluşumu asli vazifesine dönene kadar tanımıyorum. Ne zaman asli işlerine dönerler o zaman biz de kendilerine saygı duyarız fikirlerine değer veririz.


Yoksa yapılan açıklamalar deli saçmasından ibaret birkaç cümleden öteye geçemeyecektir.